İçeriğe geç

Parnasizm neyi savunur ?

Parnasizm Neyi Savunur?

Edebiyat tarihinde bazı akımlar vardır ki, dönemin ruhunu yansıtır ve edebiyatı bir adım ileriye götürür. Parnasizm de tam olarak böyle bir akımdır. Şimdi, bu akımın neyi savunduğunu, nelerden beslendiğini ve neden önemli olduğunu anlamaya çalışalım.

Parnasizm, 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da ortaya çıkan ve şiirde estetik mükemmeliyetin peşinden giden bir hareketti. Bu akım, doğrudan romantizmin karşısında şekillendi. Ama romantizmden bahsederken herkesin aklına duygusal aşklar, doğaya duyulan hayranlık ve bireysel ifadeler gelir. Parnasizm ise tam olarak bu duygusal aşırılıkları bir kenara bırakıp, daha soğukkanlı, objektif ve estetik kaygılarla şiir yazmayı savundu.

Peki, Parnasizm neyi savunur? Hadi bunu adım adım inceleyelim.

Duygudan Çok Şekil: Şiir Estetiği

Parnasizm, şiirle ilgili birinci kural olarak “şekil”i ön planda tutar. Şairler, şiirlerinde biçimsel mükemmeliyeti ararlar. Mesela, bir şiir yazıldığında sadece anlamına bakılmaz, nasıl yazıldığına, nasıl seslendirildiğine de dikkat edilir. Şiir, biçim ve içerik arasında mükemmel bir denge kurmalıdır. Bunun için de şairler kelimeleri özenle seçer, ölçüyü ve uyakları titizlikle kullanırlar.

Şöyle bir örnek üzerinden düşünelim: Bir kafede bir arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz. O, sohbeti her zaman duygusal, biraz da drama yüklü şekilde yapar. Diğer bir arkadaşınız ise daha sakin, mantıklı ve konuşmalarında çok fazla kelime oyununa yer verir. Hangi arkadaşınızın konuşmasını daha estetik buluyorsunuz? Parnasizm, şiirini yazan şairin, ikinci arkadaşınız gibi “şekle” odaklanarak, duyguya da dolaylı olarak yer verdiği bir anlayışa sahiptir.

Doğayı ve Hayatı Dışlamayın, Ama Gözleminizi Sertleştirin

Parnasizmin en önemli özelliklerinden biri de doğa betimlemelerinin sanatla birleşmesi. Romantizmin doğaya olan duygusal yaklaşımından farklı olarak, parnasist şairler doğayı veya hayatı gözlemlerken, daha objektif bir bakış açısı kullanır. Yani, romantik şairler doğayı bazen aşkla, bazen hüzünle, bazen de bireysel bir sükûnetle anlatırken, parnasist şairler daha çok gözlemlerini saf bir biçimde, aşırı duygusal etkilerden uzak tutarak aktarır.

Bir parnasist şair doğayı görürken, “Yağmur damlaları gibi pırıl pırıl gülümsüyor,” demek yerine, “Yağmur damlaları titrek bir şekilde toprağa düşüyor,” der. Buradaki farkı gördünüz mü? Parnasizmde, doğa ya da insanın durumları, onları yücelterek anlatmak yerine daha doğru, bilimsel bir yaklaşım ile yansıtılır.

Şairin Görevi: Güzellik Yaratmak

Parnasizmde şairin en önemli görevi, dünyayı olduğu gibi değil, ama daha estetik bir biçimde sunmaktır. Şairin yaratacağı güzellik, gerçek dünyayı aşmalıdır. Ama burada önemli bir nokta var: Parnasizmde şairin duygularını dışa vurması beklenmez. Şair, duygularını metnin içine dolaylı yoldan, biçimin içine gizler. Yani, bir şairin şiirinde “Ben üzgünüm” demesi beklenmez, ama şiirinin tonundan, kelimelerinin seçiliş biçiminden bu duyguyu hissedebilirsiniz.

Burada bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor: Şairin kişisel duyguları bir kenara itilir, çünkü parnasistler için önemli olan estetik bir güzellik yaratmaktır. Şairin kimliği, bakış açısı veya duygu durumu şiire dahil edilmez. Bu, aslında bir tür sanatın “saflaştırılması” demek. Örneğin, bir ressamın sadece güzellik için bir manzara yapması gibi, parnasist şairler de sadece estetik amaçla şiir yazarlar.

Parnasizmin Şairi: Objektif Bir Sanatçı

Parnasizm, şiir sanatını daha çok bir “zanaat” olarak görür. Bu noktada şair, duygu yüklü bir yaratıcı değil, bir sanatçı, bir zanaatkâr gibi çalışır. Her bir kelime titizlikle seçilir, her bir uyak özenle yerleştirilir. Kendi içinde bir tür şiirsel matematik vardır. Şairin duygu yoğunluğu, ona göre şiirini şekillendirme sürecinde arka planda kalır.

Şiir, bir tür düşünsel etkinlik ve estetik bir arayışa dönüşür. Bu yüzden parnasist şairler için sanat, güzellik ve estetik önemlidir. Şairin benliğini dışarıda bırakıp sadece sanata odaklanması gerekir. Şöyle diyebiliriz: Parnasist şairler, “Beni değil, şiirimi sevin!” diyen bir bakış açısına sahiptirler.

Sonuç Olarak…

Parnasizm, şiirdeki estetik anlayışını, duygudan daha çok şekil ve form üzerinde yoğunlaştıran bir akımdır. Bu akımda şair, kişisel hislerinden sıyrılıp, şiirini bir sanat eseri olarak sunar. Yani, parnasizmde şiir sadece bir anlam taşımaz, aynı zamanda göz alıcı bir biçimsel güzellik de sunar. Romantizmin duygusal anlatımlarına karşılık, parnasizm daha objektif, soğukkanlı ve estetik bir bakış açısını savunur. Şairin amacını da biraz daha farklılaştırır: Kişisel bir duygu patlaması yerine, dış dünyayı, doğayı, hayatı en güzel biçimde sunmak.

Evet, belki şiirinizde dramatik duygulara yer vermek istiyorsunuz, ama bir parnasist şair için “güzel” olan, duygusal bir patlamadan çok, biçimin mükemmeliyetidir. Ve belki de tam burada, parnasizmin güzelliği yatar: Duygudan çok, şeklin içinde bir anlam bulmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betci