İçeriğe geç

Aruz terimi nedir ?

Aruz Terimi Nedir? Bir Şiirin Ritmiyle Yaşamak

Kayseri’nin o alışılmış soğuk akşamlarından birindeydi. Dışarıda kar yağıyor, insanlar ellerini cebine sokarak aceleyle yürüyordu. Ama ben, o akşam başka bir dünyadaydım. Elimde bir kitap, kalbimde bir sürü düşünce… O gün bir şey fark ettim, bir kelime, bir terim, bir anlam… “Aruz.” Bir şiirin ritmi, şiirin kalbi. Ama önce bunun ne anlama geldiğini, içimde nasıl yankılandığını anlamam gerekiyordu.

Bir Anlık Duraklama

Her şey, bir şiirle başlamıştı. O gün, Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirlerine göz atıyordum. Şiirlerindeki ritmi, kelimelerindeki melodiyi hep sevmiştim. Ama bir türlü tam olarak neyin, nasıl işlediğini kavrayamamıştım. Birden, sayfada karşıma “aruz” kelimesi çıktı. Bir terim. Ama yalnızca bir terim değil, bir şiirin ruhu, bir ölçü, bir düzen…

İçimde bir şeylerin kaynadığını hissettim. Kelimeler bir anda hayat bulmuştu. “Aruz nedir ki?” diye sordum kendi kendime. Çünkü o güne kadar şiirlerdeki o akışı sadece hissediyordum ama mantıksal bir yapısının olduğunu bilmiyordum. Aruz, aslında bir şiirin ölçüsüdür. Yani, şairin kelimelerini nasıl düzenlediğini, hangi hecelerin uzun, hangi hecelerin kısa olduğunu belirleyen bir ritmik yapıdır. İçimdeki duyguların bir araya gelmesiyle bu terim, tam anlamıyla kalbimde yankı buldu. Şiir bir anlamda, duyguların bu ölçüyle ifade bulmasıydı.

Şiirin Ritimlerini Hissetmek

O an, o şiir gibi bir şey yaşadım. Yahya Kemal’in bir şiirini okurken, kelimeler o kadar büyülü geliyordu ki, her satırın altında bir ahenk vardı. O ahenk, bir aruz ölçüsüydü. Şair, kelimelerini tıpkı bir müzisyen gibi seçmiş, her bir heceyi bir nota gibi kullanarak o şiiri oluşturmuştu. Hani bazen bir şarkıyı dinlersiniz, ritmiyle kalbiniz atar, vücudunuz hareket eder ya… İşte o an tam olarak böyle bir duyguya kapıldım. O kadar büyülenmiştim ki, şiir ve aruz bir arada içimde canlı bir melodi oluşturmuştu.

Ama bir şey vardı: Benim içimdeki duygu sadece bir ritim değildi. Bu kadar güçlü bir şeyi anlamadan, yalnızca hissederek yaşamak, bana eksik geliyordu. Aruz’un terimsel anlamını öğrenmek, şiirle aramdaki bağın derinleşmesine sebep olmuştu. O gün, o karanlık akşamda, yalnızca bir kelimenin arkasındaki anlamı çözmeye çalışarak bir sürü şey öğrendim. Hayat bazen, anlamadığınız bir şeye bir kez dokunduğunuzda birden her şeyin yerine oturması gibi bir şeydi. Benim için aruz, şiirin duygusunu tam anlamıyla kavrayabilmek için gerekliliğiydi. Şiir, sadece sözcüklerden ibaret değildi. Onun ritmi, onun ölçüsü vardı.

Bir Heyecan, Bir Arayış

Şiire duyduğum sevgi hep vardı ama o sevgi, hiç bu kadar derin olmamıştı. Şiir sadece bir kelime oyunundan ibaret değildi, her satır, her hece bir anlam taşıyordu. Aruz, her şeyin düzenli bir şekilde ilerlemesini sağlıyordu. İçimde bir heyecan vardı. Duygularım kelimelere döküldü, ama bunlar bir anlam taşıyacak kadar düzenli olmamıştı. Hani bazen bir şeyleri tam hissedip de bir türlü kelimelere dökemediğinizde, bir kaybolmuşluk duygusu yaşarsınız ya işte o an öyle hissettim.

Şiir ve aruz arasında gidip gelerek, her kelimenin ne kadar önemli olduğunu düşündüm. Şiirin ritmiyle bir insanın kalbi aynı şekilde atabilirdi. Hatta şiir, bir insanın duygularını anlatmak için en güzel yollardan biriydi. Ama aruzun olduğunu bilmek, sadece bir kelime değil, onun gerisindeki ölçüydü. İçimdeki insan tarafım biraz kafa karışıklığı yaşadı, ama içimdeki mühendis de devreye girdi. “Evet, bir yapı var. Şiir de, tıpkı bir mühendislik yapısı gibi, belirli bir düzene göre oluşturulmuş,” diye düşündüm. Belki de şiir, mantık ve duygunun birleşimi, bir dengeydi.

Ve Bir Kez Daha Anladım

O an anlamıştım. Aruz sadece bir terim değildi. O, bir şiirin yapısıydı, bir anlamın içsel ritmiydi. Şiir, her hecesinde bir kalp atışı gibiydi ve her heceyi doğru yerleştirmek, doğru zamanda doğru duyguyu hissettirmekti. Kayseri’nin soğuk akşamında, pencereyi biraz aralayarak dışarıdaki karı izlerken, bir şiir daha okudum. Bu kez, aruzun anlamını bildiğim için, her kelimenin ritmi, her cümlenin melodisi içimi ısıttı.

Ve o an, içimde bir his vardı: Belki de şiir, tam olarak aradığım şeydi. Bir kelimenin, bir ölçünün, bir ritmin peşinden gitmekti. Tıpkı hayat gibi… Bazen her şeyin uyum içinde ilerlemesi gerektiğini hatırladım. Ama aynı zamanda, bazen de bir kelimenin büyüsüyle kaybolmak gerekiyordu.

İçimdeki o duyguyu, o ritmi bir arada bulmak beni mutlu etti. Aruz, artık sadece bir terim değildi. O, bir şiirin ruhu, bir duygunun kalp atışıydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betci splash